12 Eylül 2010da yapılan referandumun, bir de Yetmez Ama Evetçileri vardı...
Onlara göre yapılan Anayasa değişikliği yetmezdi...
Ama Hiçbir şey yapılmamasından iyiydi!
***
Aralarında yazarların, akademisyenlerin, sanatçıların ve hukukçuların bulunduğu bu arkadaşlar; iktidarın bu değişiklikleri yapmaktaki amacının demokrasiyi getirmek olduğuna inandılar...
Belki inanmadılar ama yine de bile bile bu kandırmacaya ortak oldular!
Oysa tuzak son derece netti:
Demokrasi maması gösterilerek, yürütmeyle yargı arasındaki denge, yürütme lehine bozuluyordu!
Bu arkadaşların bazıları gerçekten saflıklarından, bazıları da tamamen art niyetle; güçlü bir kampanya başlattılar...
***
O kadar demokrattılar ki; yayınladıkları bildirilerde, yapılan değişikliklere neden Yetmez ve neden Evet dediklerini uzun uzun açıklıyorlardı...
Yetmezleri sıralarken, bir maddede aynen şu ifadeyi kullanmışlardı:
İfade özgürlüğü, ancak ırkçılık, şiddete teşvik ve tahrik nedeniyle sınırlanmalıdır!
***
Referandumun hemen öncesinde 5 bin kişiyi Beyoğlunda sokağa döküp, Evet için yürütmüşlerdi; ama şimdi kayıplara karıştılar!
Peki; kimdi onlar?
Hatırlamanız için sadece ilk imzacılardan birkaç isim vereceğim:
Yazar Adalet Ağaoğlu, Prof. Dr. Ahmet İnsel, Star yazarı Ahmet Kekeç, tiyatrocu Ahmet Uğurlu, yazar Aydın Engin, yazar Baskın Oran, yazar Cengiz Aktar, sosyolog Ferhat Kentel, öğretim üyesi ve yazar Fuat Keyman, sinemacı Hale Soygazi, tarihçi Halil Berktay, Prof. Hüseyin Hatemi, yazar İpek Çalışlar, Prof. Kezban Hatemi, tiyatrocu Lale Mansur, Prof. Mehmet Altan, Akşam yazarı Nagehan Alçı, Habertürk Gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca, Radikal yazarı Oral Çalışlar, Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can, sosyolog Oya Baydar, yazar Ömer Laçiner, radyocu Ömer Madra, yazar Perihan Mağden, Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Prof. Serap Yazıcı, yazar Sevan Nişanyan, Zaman yazarı Şahin Alpay, senarist Tomris Giritlioğlu, hukukçu Yeşim Atamer, Taraf yazarı Yıldıray Oğur, balerin Zeynep Tanbay...
***
Referandumun üzerinden üç aya yakın zaman geçti.
Anayasa değişiklikleri yüzde 58le kabul edildi; ama çözüleceği belirtilen sorunların hepsi yerli yerinde duruyor!
İktidar; sadece işine gelen düzenlemeleri hayata geçirdi ve HSYK ile Anayasa Mahkemesinin yapısını değiştirdi; o kadar...
Böyle olunca da sorunlarına çözüm bekleyen kesimler sokağa döküldü:
Bakıyorsunuz; işçiler sokakta, şoförler sokakta, memurlar sokakta, öğretmen adayları sokakta, öğrenciler sokakta...
Ama kim sokağa çıksa, dayağı yiyor!
Buna karşın, kimse yılmıyor; gösteriler azalacağına giderek artıyor!
***
Ne ilginçtir ki; yukarıda bazılarının isimlerini verdiğim bu arkadaşlar, dut yemiş bülbülü oynuyorlar!
Bazı gençlerin sırf pankart açtıkları için 15 ay hapis cezasına çarptırılmalarına seyirci kalıyorlar!
İktidar temsilcilerinin, tüm göstericileri aşağılama gayretlerine tepki göstermiyorlar!
Oysa ne diyorlardı, referandum öncesinde?
İfade özgürlüğü, ancak ırkçılık, şiddete teşvik ve tahrik nedeniyle sınırlanmalıdır!
İyi de sokağa dökülenlerin hangisi ırkçılık yapıyor?
Hangisi şiddet kullanıyor ya da kitleleri şiddete teşvik ediyor?
Peki o zaman, bu çoooookkkk demokrat arkadaşlar, neden yine bir araya gelip, referandum öncesinde açık destek verdikleri iktidardan hesap sormuyor?
Neden sırf yumurta attıkları için orantısız güce hedef olan genç kızların elinden tutmuyor?
***
Yukarıda saydığım ve birçoğunu da sayamadığım bu isimlerin hepsi, kendilerini aydın olarak tanımlıyor.
Sahi; aydın olmak ne zamandan beri iktidar yandaşı olmakla...
Kör, sağır ve dilsiz olmakla eş anlamlı hale geldi?
Haydi söyleyin abiler, konuşun ablalar:
Televizyonlarda izlediğiniz o görüntüler, gazetelerde gördüğünüz o fotoğraflar hiç mi yüreğinizi sızlatmıyor?
Yoksa artık hiçbirinizde yürek mi kalmadı?
***
GÜNÜN SORUSU
Benim geçen hafta sorduğum soruyu, dün CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, bir de ekleme yaparak sordu... İşte o soru:
Başbakan Erdoğanın kızı, rektörlerle yapılan toplantıya hangi sıfatla katıldı? Geçmişte hocası, Rektörler selam duracak demişti, acaba rektörler selam dursun diye mi getirildi?
http://haber.gazetev.../4/Yazarlar/102
Mustafa Mutlu -VATAN-06.12.2010 21:25